CurcunaForum.Org

CurcunaForum.Org (https://www.curcunaforum.org/)
-   Fıkralar (https://www.curcunaforum.org/fikralar/)
-   -   tuna dan fıkra arşivi (https://www.curcunaforum.org/fikralar/1227-tuna-dan-fikra-arsivi.html)

-TheTveT* 02-26-2007 21:33

SEN NE İŞE YARADIN ?

Bektaşi ile Hacı Osmanlı, zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler "şeytana uyduk kadı efendi", der ve Haci'ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve der ki "Kadı efendi ben gayri-müslümüm, bana oruç farz değildir." Kadı Bektaşiyi serbest bırakır. Bektaşi kadıya sorar "kadı efendi ben de şehadet getirsem, müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın?" Kadı efendi düşünür "gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı'yı da affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hacı şaşırararak Bektaşiye sorar: - "Sen ne biçim adamsin be, bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yok mu bire münafık?" deyip azarlar. Bektaşi de - "Gavur oldum kendimi, müslüman oldum seni kurtardım be. Peki sen ne işe yaradın?"

-TheTveT* 02-26-2007 21:33

AHİRETTE YAŞADIK

Bektaşi, vaaz dinlemeye gitmiş. Hoca vaazında içki içmenin bütün kötülüklerini, zararlarını sayıp dökmüş, hatta içki içenlerin Sırat köprüsünden boyunlarında dünyada içtikleri bütün içki şişeleri asılı olduğu halde geçeceklerini anlatmış. Bektaşi sormuş: - "Hocam, boyna asılan şişeler boş mu olacak dolu mu?" Hoca, incecik köprüden dolu şişelerle geçilirken dengenin kolay sağlanamıyacağını düşünerek: - "Elbette ki dolu olacak", diye yanıt vermiş. - "Hay ağzını öpeyim Hocam, desene ahirette de yaşadık!" demiş.

-TheTveT* 02-26-2007 21:33

1 GÜN EKSİK

İki müslüman sohbet ediyorlarmış. Biri diğerine tüm Ramazan boyunca hasta olduğundan yakınmış ve bu nedenle sadece bir gün niyetlenebildiğini, diğer günler ne yazık ki hastalığından ötürü oruç tutamadığını söylemiş. Bektaşi de aralarında... Bir ara dinleyici konumundaki bektaşiye de sormuş, "Erenler, sen kaç gün oruç tuttun?" - "Ben de rahatsızdım, arkadaştan bir gün eksik tutabildim ancak"

-TheTveT* 02-26-2007 21:33

DİLENCİ OLMAZDIN

Dilencinin biri, Bektaşi'ye: – "Bir sadaka ver sana dua edeyim." Bektaşi on para verdikten sonra dilenciye dönerek: – "Duanı istemem." Dilenci sorar: – "Neden?" – "Eğer duan kabul olsaydı, sen dilenci olmazdın!"

-TheTveT* 02-26-2007 21:33

NİYET

Bektaşi'ye, sahurda sorarlar: – "Oruca nasıl niyet etmeli?" Bektaşi, tıka basa yedikten sonra cevap verir: – "Dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım diye niyet edip ağzını çalkalamalı."

-TheTveT* 02-26-2007 21:33

SADAKA

Bektaşi'ye dilencinin biri yaklaşarak: – "Allah rızası için bir sadaka." Bektaşi: – "Allah’ın burada kelli felli kulları var. Onlara uğramadan doğru bize çatmandaki sebep ne?" Dilenci: – "Beyim, sende olsa olsa para var." Bektaşi güler: – "Aman ne güzel. Bende iman olmadığını sen, para olmadığını da ben biliyorum."

-TheTveT* 02-26-2007 21:34

BİLMEMKİ NE DESEM

Bayramlaşmaya gelen Bektaşi'nin eline bir şeker tutuşturarak onu başından savmaya çalışan konak sahibi, şeker de bedavaya gitmesin diye Bektaşi'ye sorar: – "Erenler gece bir rüya gördüm yorumlar mısın?" – "Anlat bakalım." Adam anlatmaya başlar: – "Geniş bir düzlükteyim. Harman yeri mi desem, bayram yeri mi? Düzlüğün ortasında bir bina. Han mı desem, hamam mı? Bilmem ki ne desem? Bahçesinde geniş bir su. Havuz mu desem, deniz mi desem. Yarabbim ne desem? Başımın üstünde bir kuş sürüsü. Turna mı desem, karga mı desem?" Bahşiş alamayan Bektaşi'nin tepesi atar: – "Anlaşıldı, anlaşıldı. Senin başın belaya girecek ama, akşam mı desem, sabah mı desem? Bugün mü desem, yarın mı desem? Bir meteliğe kıyamayan teres, bilmem ki daha ne desem?"

-TheTveT* 02-26-2007 21:34

BİR EŞEK BİR ÖKÜZ

İki softa, ramazanda bedava yiyip içeriz diye bir Bektaşi köyüne misafir olurlar. Hoşbeşten sonra, içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi, bu softaları kontrol etmek için odada kalana sorar: – "Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?" O da kendini üstün göstermek için "Bırak şunu, eşeğin tekidir", cevabını verir. Biraz sonra öteki softaya da aynı soruyu sorar: – "Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?" Bu softa da öteki gibi "Bırak şunu, öküzden farkı yoktur", cevabını verir. Akşam olunca iftar sofrası kurulur. Fakat tepsinin üzerinde arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar hayretle sorarlar: – "Bunlar ne erenler?" Bektaşi gülerek cevap verir: – "Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için bunlardan daha iyi azık olur mu?"

-TheTveT* 02-26-2007 21:34

TİCARET ETMEYİ DÜŞÜNÜYOR

Bir Bektaşi, merkebine odun yükleyip şehre gelirken karşısına tüccar kılıklı iki adam çıkar: - "Şu zındıkla alay edelim!" diye Bektaşi'ye yanaşıp selam verince, Bektaşi de durur, merkebi de. Tüccarlar işaretle: - "Bu eşeğin ne düşünüyor?" - "Odun taşımaktan yorgun düştü de, artık kasabada ticaret etmeyi düşünüyor!"

-TheTveT* 02-26-2007 21:34

UĞURSUZLUK

Avcı Sultan Mehmet bir gün adamlarıyla beraber akşama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebini de, sabahleyin gördüğü bir dervişin uğursuzluğuna bağlar. Solaklara seslenir. Saraydan çıkarken, şu şu tipte, sivri külahlı, sırtı kambur birinin önünden geçtiğini söyler ve hemen bu adamı bulmaları emrini verir. Tarife göre Bektaşi babalarından ayyaş Hamsa Babayı yaka paça huzura getirirler. Sultan: - "Bre uğursuz, nabekar! Bugün sabahleyin karşıma çıktın. Bu yüzden akşama kadar bir ava rastlayamadım. Bu ne uğursuzluktur. Vurun kellesini..." Bektaşi bakar ki kelle elden gidiyor. Son bir dileğini açıklamak için söz alır: - "A devletlim siz beni gördünüz bir keklik vuramadınız. Ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördüğüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. Söyleyin, uğursuzluk hangimizde!"


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:17.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.